Gündemde ve ana akım medyada doğurganlık oranının neden düştüğü tartışılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş son günlerde açıklamalarda bulundular. Açıklamalar peş peşe gelince doğurganlık oranının düşüşü ve genç nüfusun azalması tehlikesi tekrar gündeme oturdu.
Peki Türkiye’de Doğurganlık oranı neden düştü? Benim şahsi fikrim; Türkiye’de doğurganlık oranının düşmesinin üç ana nedeni var. Birinci; Anadolu’dan büyükşehirlere büyük oranda göçün gerçekleşmesi, ikincisi; Büyükşehirlerde kalabalık ve modern şehir hayatı, Üçüncüsü; Aile planlaması yapılırken ekonomik etkenlerdir.
Birincisi nedeni değerlendirecek olursak, uzun yıllardır Anadolu’dan İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Kocaeli, Gaziantep, Mersin, Adana gibi büyükşehirlere göçler gerçekleşmiştir. Büyükşehirlere gerçekleşen göçler Ailelerin ekonomik ve sosyal yaşam tarzlarını değiştirdi. Sosyal yaşam tarzı değişen ailelerin ekonomik harcamaları fazlalaştı ve değişime uğradı.
İkinci nedene gelecek olursak, nüfusları çok olan büyükşehirlerde sosyal yaşamın etkenlerini neticesinde modern hayatı getirdiği kolaylıklar, İnsanları her türlü zorluktan kaçma eğilimine itti.
Üçüncü nedeni ise, sonradan eklenen bir neden, çünkü eskiden Anadolu’da aile planlaması yapılırken, ekonomik nedenler ön planda tutulmazdı. Yeni dönemde ise ekonomik nedenler aile planlamasını etkisi altına aldı.
Ana nedenlerin yanı sıra alt nedenlerde şöyle sıralanabilir;
Türkiye’de eğitim hayatı uzaması evlilik yaşını geciktiriyor. Özellikle kadınların eğitim ve kariyerlerinden dolayı geç evlenmesi ve yaşların ilerlemesi çocuk doğurma oranı düşüşe geçiriyor.
Kadınların iş hayatı planlaması doğurganlık oranını düşüşe geçiriyor.
Bireysel yaşayan insanların sayısının artması, aile kavramının değişmesi bu durumu etkileyen sebeplerden birisi..
Peki doğurganlığın artırılması ve çocuk sayısın çoğaltılması için neler yapılabilir?
Anadolu’ya Tersine göçün insanları teşvik edilmesi, yani büyükşehirlerden, Anadolu şehirlerine insanları ekonomik teşvikler yapılarak göç ettirilmesi elzemdir. Ayrıca Anadolu’da eğitim ve sosyal hayata daha çok destek verilmesi gerekir.
Modern şehir hayatı yönetilmesinde toplum arasında farkındalık oluşturulacak eğitimler verilmelidir.
Aile Planlamasında ekonomik yardımlar yetersizdir. Daha fazla ve gerçekçi olarak, ailelerin çocuklarını büyütecekleri maddi desteğin Devletimiz tarafından verilmesi gerekir.
Eğitim hayatına devam eden kadınlara ve erkeklere evlilik için ekonomik teşvik paketleri Devletimiz tarafından desteklenmesi gerekmektedir.
Kadınlara iş hayatında doğum izinlerin ücretli bir şekilde hem kamuda hem de özel sektörde uzatılması lazımdır. Kamu ve özel sektör için mecliste kanun çalışmalarının yapılması şattır.
Ve son olarak bireysel yaşam tarzının nedenleri araştırılmalı. Sosyolojik ve Psikolojik olarak incelenmeli ve gençleri evlenmeye teşvik edilmesi önemlidir.
Türkiye için nüfusun yaşlanması ve doğurganlık oranın düşmesi bu tedbirlerin bir kısmı bile alınsa, emin olun nasıl değiştiğini göreceksiniz.
Gerçekten bizler için Milli bir tehdit midir? Önümüzde ki yıllarda genç nüfusun yok olacağı için Milli bir tehdittir. Ve ayrıca toplumsal çöküşü beraberinde getirir.
Bu köşe yazısını bir farkındalık oluşturmak için yazdım. İnşallah Türkiye olarak bu işleri düzeltiriz. Ve nüfusumuz gençleşme oranında artar.